Gök Cismi (Soğuk kütle)

Maddeler çekim alanına giren diğer maddelerle birleşerek kütlece büyürler. Kütlece büyümüş maddelerin gözle görülebilen büyüklüğe erişmiş olanlarına gök taşı, daha da büyümüş olanlarına gök cismi diyoruz.

Bir kütlenin değerlendirilmesi, hacmi ve çekim kuvvetinin ifade edilmesi ile olur. Hacminin ne olduğunu bilmek için; çapının, uzunluk ölçüsü birimlerinden ne kadar ettiğini bilmek yeterlidir. Formülü V = 4 π r3 / 3’tür. Kütlenin çekim kuvvetini bilmek için ise; kütlenin ne kadar E’ye (elektrona) sahip olduğunun tam tespiti gerekir. Bu olmuyor ise; yaklaşık tespit için, kütlesi ve yarıçapı bilinen diğer bir gök cismine uzaklığının ne olduğunun bilinmesi gereklidir.

Formülü:

m1 = m r2 / L

Burada m1, kütlesi bilinmeyen gök cisminin;  mise kütlesi bilinen gök cisminin kütlesidir.


Gezegen (Ilık kütle)

En küçük element (hacmi en küçük, yoğunluğu en büyük) olan kabuksuz sistemin 1 numaralı atomunun oluşturduğu elementten, en büyük element (hacmi en büyük, yoğunluğu en küçük) olan dört kabuklu sistemin 155 numaralı atomunun oluşturduğu elemente kadar tüm elementlerin oluşturmuş olduğu maddeler birer gök cismidir. Gök cisimleri, birbirlerine rastladıklarında birbirleri ile birleşirler. Her birleşim, büyük kütleye küçük kütlenin katılımı demektir. Katılımlar küresel şekli bozarlar. Bu nedenle soğuk kütlelerin yüzeyleri, engebeli ya da şekilsizleşmiş bir küre şeklindedirler. Yani küreyi andırırlar.

Küreyi andıran şekle sahip gök cisimlerinden büyük olanı etki alanına giren küçük olanını çekerek kendine yamandırır.  Ancak küçük olan büyüğe doğru yol alma sırasında veya önceden bir dış kuvvet etkilemesi ile beklenenden daha yüksek bir hıza ulaşır ise yamanım bölgesini geçerek büyük gök cismine yapışır. Bu yapışma gerçekte yanaşımdır; bu kez, kütlelerin molekülleri birbirine yanaşmışlardır. Hızdan doğan şiddet veya toplam kütlelerin yanaşım baskısı temas moleküllerinde önce ezilme dahi yaratabilir. Ama hemen sonra moleküllerin arasında yanaşım mesafesi oluşur. Fakat biz bu küçük mesafeyi alet kullanarak dahi göremeyeceğimizden onları yapışmış sanırız. Bu yanaşımlar ile daha da bozulan küresellikler uzun zaman içinde düzelir.

Bu yanaşımlar ile belirli büyüklüğe ulaşan küresel gök cisimlerinin merkezinde oluşan basınç ısı enerjisi yaratır. Yaratılmış ısı enerjisi, üretilmiş ÖZ demektir. Üretilen ÖZ ler, birbirlerine yanaşarak önce ÖZ ikizlerini (Öziz’lerini), sonra da Ez’leri, Ezler de diğer bireyleri, diğer bireyler de atomu, atom da maddeyi oluşturarak, bünyesinde bulunduğu gök cismine katılırlar. Böylece gök cisimlerinin basınç ile sıvılaşmış akkor bölgesi ilâve madde kazanır. Kazanılmış maddeler, akkor bölgeyi arttırır, artan akkor bölge genişler, genişleyen akkor bölge kendisini çevreleyen katı bölgeyi yani kabuğu zorlayarak onu zayıf yerinden çatlatır (deprem). Akkor hale gelmiş merkezlerindeki ısı henüz kabuklarına tam olarak yayılmadığından, bu kütlelerin merkez bölgelerinin dışındaki yerler, Uzay’ın -273 C°’lik sıcaklığı ile temasta olan yüzey gazlarının (Dünya için atmosfer) etkisi ile soğuk olurlar. Bu nedenle belirli büyüklüğe erişinceye kadar tüm gök cisimleri soğuk kütle olarak adlandırılırlar. Soğuk kütlelerin merkezindeki küçük bir bölge Erek (pronötron) yığınından oluştuğu için katı, ortasındaki geniş bir bölge sıkıştırılmış molekül yığınından oluştuğu için akkor halde sıvı, çevresindeki çok ince bir bölgesi normal basınç altında olan atomlardan oluşan kabuk ise katıdır. Orta bölgenin ısısı ile ılımış çevre bölgeden (kabuktan) çıkan gazlar da soğuk kütlenin etrafına yerleşmiştir.


Gezegen-Yıldız (Soğuk Kütle- Yanar Kütle)

Soğuk kütleler, kendilerinden büyük gezegenlerin, yıldızların veya Kara Delik’lerin manyetik çekimlerine girdiklerinde, onlar tarafından kendi kütle değerine eş manyetik bölgelerine kadar çekilerek oraya yerleştirilirler. Yani uyuç yapılırlar. Güneş sistemindeki gezegenler, Güneş’in uydularıdırlar (Ek-R). Gezegenlerin de uyduları vardır. Ay Dünya’nın, Titan Satürn’ün, İo Jüpiter’in uydusudur. Gök taşından yoğun kütleye kadar bütün gök cisimleri, çekim alanlarına giren kendilerinden küçük diğer gök cisimlerini kendilerine uydu yaparlar.


Yıldız (Yanar kütle)

Büyümelerini sürdüren gezegenlerin merkezlerine, kendi kütlesince uygulanan basınç artacağından, merkez bölgelerindeki ısı artar. Isısı artan merkezdeki ve orta bölgedeki akkor kısımları, bir dış kabuk görünümündeki katı bölgeyi içeriden ısıtarak eritir ve kendine katar. Kabuğun da katılımıyla tüm kütle akkor hale gelir ve yüzeydeki gazlar da yanmaya başlar. Bu hale gelmiş gök cisimleri yıldız (yanar kütle) olarak adlandırılırlar

Yıldızların dışı seyreltik molekül yığını ile yani gazla kaplanmıştır. Bu gazlar çevre bölgenin ısısı ile sürekli yanarlar. Molekül yığını olan çevre bölge, akkor haldeki orta bölge tarafından aşırı olarak ısıtıldığından sıvı haldedir. Orta bölge, üzerindeki çevre bölgenin baskısı nedeniyle yoğun molekül yığını olmuş ve aşırı ısınarak akkor hale gelip sıvılaşmıştır. Üzerindeki orta ve çevre bölgenin yüksek güçteki baskısı altındaki merkez bölgenin küçük bölümü (tam merkez bölge), atom içindeki elektronların bulundukları yeri terk ederek çekirdeğe yanaşmaları sonucu E (elektron) yığını haline gelmiştir.

Kendi sistemimizdeki yanar kütleye Güneş diyoruz. Bulutsuz bir gecede bize görünen gökteki tüm cisimler yanar kütlelerdir. Yanar kütle olmadığı halde Ay’ın bize görünmesinin nedeni; Ay’ın Dünya’ya dönük tarafındaki üç kabuklu orta yoğunluktaki maddenin diğer tarafındaki az yoğunluklu dört kabuklu maddeden daha fazla olarak Güneş ışınlarını bir ayna gibi yansıtmasındandır.


Yıldız – Karadelik (Yanar Kütle – Daha Büyük Kütleler)

Yıldızlar, kendilerinden büyük yıldızların veya Kara Delik’lerin ya da Devlerin manyetik çekimine girdiklerinde, onlar tarafından kendi kütle değerine eş manyetik bölgelerine çekilerek uyuç yapılır.


Kara Delik (Yoğun Kütle)

Büyümelerini sürdüren yıldızların merkezlerine, kendi kütlesince artarak uygulanan basınç, atomların uyuçlarını çekirdeğe doğru bastırır. Basınç çok arttığında, uyuçlar yamandıkları uzak yerleri terk ederek çekirdeğe yanaşırlar. Bu yanaşım ile moleküllerin hacimleri oldukça küçülür. Böylece yoğun kütle (Kara Delik) oluşur. Bu küçülme, üç kabuklu moleküller (örneğin; Dünya’mız elementlerinin atomları) için 17283/23 ≈ 645,000, 000  kat olur.

Kara Delik’lerin çevre bölgesi, çekirdek yığını yapıda ve katıdır. Orta bölgesi, çevre bölgenin baskısı nedeniyle sıkışarak yoğun çekirdek yığını halini almış, dolayısı ile sıvılaşmıştır. Merkez bölgesi ise; çok yüksek güçteki basınç nedeniyle, elektron yığını halindedir.


Karadelik – Dev (Yoğun Kütle – En Yoğun Kütle)

Yoğun kütleler (Kara Delikler) kendilerinden daha büyük Kara Deliklerin veya Devlerin manyetik çekimlerine girdiklerinde, onlar tarafından kendi kütle değerine eş manyetik bölgelerine çekilerek uyuç yapılırlar.


Dev (En yoğun kütle)

Büyümelerini sürdüren Kara Deliklerin merkezlerine, kendi kütlesince artarak uygulanan basınç, çekirdek gruplarının bireyi olan elektronları birbirine doğru bastırır. Basınç çok arttığında, elektronlar çekirdek gruplarındaki yanaşım yerlerini terk ederek birbirlerine yanaşırlar. Bu yanaşım ile kapladıkları hacim daha da küçülür. Böylece en yoğun kütle (Dev) oluşur.

En yoğun kütlelerin çevre bölgesi, çekirdek yığını yapıda ve katıdır. Orta bölgesi, çevre bölgenin baskısı nedeniyle sıkışarak elektron yığını halini almıştır ve katı yapıdadır. Merkez bölge ise; çok yüksek güçteki basınç nedeniyle, birbirlerine çok yaklaşmış elektronların yığını halindedir.


Evren

Oluşan Devler, birbirlerine yamanma mesafesinde yanaşarak Evren’in iskeletini meydana getirirler. Bu iskelet hacimsel olgudadır. Böylece; birbirine yamanmış en yoğun kütleler, bundan sonra ise düzlemsel geometrik yerde olmak üzere onlara yamanarak uydu olmuş Kara Delikler, Kara Deliklerin uydusu olmuş Yıldızlar, Yıldızların uyduları olan Gezegenler, Gezegenlerin uyduları olan gök cisimleri ve başıboş dolaşan diğer gök cisimleri [gök taşları, maddecikler(küçük maddeler), serbest moleküller, ikizlenememiş moleküller (atomlar), Birit içi kırıntılar (atom altı parçacıklar), uydular ve uç uyuçlar (elektronlar) ve ÖZ’ler] Evren’i oluştururlar.

Uydu olduklarında tüm kütlelerin manyetik eksenleri, tabi oldukları kütlenin manyetik alan düzlemine açılı bir konum alır ( Güneş’in uyucu olan Dünya için bu açı yaklaşık 23.5 derecedir).


Büyük Patlama (Ulupat)

Büyümelerini sürdüren en yoğun kütlelerin (Dev’lerin) merkezlerine, kendi kütlesince artarak uygulanan basınç, birbirine yanaşmış haldeki Ez’leri (elektronları) birbirine yapıştırmayı başarınca, bütün elektronların enerjisi birleşir. Meydana gelen olağanüstü enerji, en yoğun kütlenin tamamını patlatır.

Bu patlama ile merkez kısım, enerjiye yani ilk durumlarına dönerek uzayın seyreltik elektrik alanına dahil olurlar,  merkezin biraz uzağındakiler birey ikizleri olarak, daha uzağındakiler ise; atom, molekül ve nihayet madde olarak uzaya fırlarlar.

Yoğun kütle patlayarak uzaya karışınca, yani yok olunca, yoğun kütlenin uyuçları, patlamadan önceki dönüş çemberlerinin patlama anında bulundukları noktalarına teğet doğrultuda ve dönü yönünde olarak kendi etrafındaki uyduları ile birlikte uzay’da başıboş dolaşıma başlar. Bu dolaşım sırasında başka gök cisimlerine rastladıklarında hızları yüksek ise; onlara çarparak birleşirler, orta hız ile seyrediyorlar ise; yanlarından geçerler, ancak seyir istikametleri değişir, düşük hızda ise; ya onlara uydu olurlar ya da onları kendilerine uydu yaparlar.. Böylece sürekli değişim içindeki uzay’da yeni Büyük Patlamalara kadar yeni bir düzen kurulmuş olur.

Büyük Patlama ile cismin bünyesine katılmış olan iç basınç ürünü enerjilerin tamamı değil, büyük kısmı yok olur. Bu nedenle, evren yavaş fakat sürekli büyür. Her Büyük Patlama sonunda çevreye ÖZ/ÖZ Grupları’nın yanı sıra çekirdeklerin, moleküllerin, elementlerin, madde ve hatta kütlelerin de dağılması buna işarettir.

Kaynaşım/Karışım

Elementlerin çoğu, uzun süre yalın halde kalamazlar. Yan yana geldiklerinde birbirlerine yaptıkları değişik etkiler onları birbirine kaynaştırır ya da en azından karıştırır. Bu kaynaşma ya da karışımlar “madde”yi meydana getirir.

Kaynaşma; element atomlarının, en dış yörüngelerindeki uyuçlarını  (elektronlarını) 8’e tamamlayacak şekilde diğer element molekülleriyle ortaklık kurmalarıdır. Ortaklık üye miktarı çoğunlukla 2’dir. Bazı hallerde ortak adedi 3, nadiren de 3’den fazla olabilir.

Karışım ise; elementlerin bir kaynaşıma uğramadan yan yana olmalarıdır. Kaynaşım için basınç, ısı, elektrik veya asitsel etki gibi bir dış zorlayıcı kuvvet gereklidir. Karışım için ise, yan yana bulunmak yeterlidir.

Kaynaşmış elementleri eski haline döndürmek için; kendilerini kaynaştıran çekirdek fiziği kuvvet veya kuvvetlerini ters yönde olmak üzere yeniden kullanmak gerekir. Karışmış elementleri eski halleri ile yeniden elde etmek için ise; elemek, yıkamak, süzmek, ayıklamak gibi mekanik işlemler yeterlidir.

Her kaynaşım öncelikle karışım halini almayı, yani yan yana bulunmayı gerektirir. Elementler, yan yana bulundukları sırada, birbirlerine yaptıkları etkilerle veya dışarıdan uygulanan etkilerle kaynaşabilirler.


Madde

Elementler ister karışarak ister kaynaşarak, bir araya gelmiş olmakla, maddeyi oluşturmuş olurlar. Yani birbirinin manyetik etki (çekim) alanına giren elementlerin birbirlerini çekerek oluşturduğu her cins karışım veya kaynaşım bir maddedir.

Maddelerin birbirini çekimi, bireylerin birbirlerini çekimi kurallarına göre olur. Yani, iki maddenin birbirini çekim kuvveti, büyük kütlenin mesafeye bağlı kuvvet değişikliği R12 / L12 ile küçük kütlenin manyetik kuvvetinin (m2) çarpımıdır. 

F= (g1 / g1) m2 (R12 / L12)

Ancak, m1 ve m2 olarak adlandırılmış kütleler, kendilerinden daha büyük elektriksel kuvvetlerin, yani daha büyük kütlelerin çekim (etki) alanı içinde değil ise; bu formül doğru sonuç verir (bütün kütlelerin çekim kuvveti sonsuz mesafeye kadardır. Burada söz edilen etki alanı, birbirlerini çekim kuvvetini etkileyecek mesafedeki etki alanıdır).

Molekül (İkit)

Atomdaki çekirdek ve uyuçları oluşturan bireylerin enerjileri atomun çevresinde güçsüz (tam gücünün altıda biri) bir elektriki alan oluşturur. Bu elektriksel alan da tek yönlü ve aralıklı manyetik alan üretir.

Elektrik alanlarının yarattığı manyetik alanları ile iki adet atom birbirlerine yanaşarak atom ikizini (molekül) oluşturur. Bu oluşum ile birinin manyetik alanı diğeri ile birleşir. Birleşik manyetik alanı, molekülü hem aralıksız, hem de tam güçte manyetik alan yayar konuma getirir. Böylece bir moleküllük elektrik ve manyetik alanlı bir ikiz birey oluşur.


Birleşim

Bireylerin yanaşımı ile birey ikizleri, birey ikizlerinin yanaşımı ile de çekirdek ve uyuçlar oluşuyor idi. Atomların yanaşımı ile molekül, moleküllerin yanaşımı ile de element oluşur. Bu bir birleşimdir.


Element

Moleküller, çekim alanlarına giren aynı cins moleküllere yanaşarak birleşirler. Bu birleşim ile element oluşur (Ek-O). Her sistemin (1:4 kabuklu) elementi vardır. Her sistemin elementinin sayısı, o sisteme ait atom sayısı kadardır; bir kabuklu sistemin 11 (12-1) adet, iki, üç, dört ve beş kabuklu sistemin 155 ([12*13]-1) adet elementi vardır.


Ebe

Daha önce belirtildiği gibi; kendisine uyuç olabilecek Öziz’lerin bir süre sonra yok olmaları Be’yi ölümlü kılmaktadır. Kısa süreli ömre sahip olan Be atomunun Kara Delik (Yoğun Kütle) kütlesi dışında, yani çok yüksek basınç olmadan element oluşturması da mümkün olmaz. Onun için; Ebe kabuksuz elementi, Yoğun Kütle’nin kütlesi dışında bulunmaz. Kara Delik kütlesi içindeki Ebe’nin yoğunluğu çok büyüktür (yaklaşık olarak, üç kabuklu sistemin benzer elementinin 216,000,000,000 katı) (Ek-P).


Eber

Ber, bir kabuklu bir atomdur. Birbirine yanaşarak meydana getirdiği element Eber’dir. Eber’in yoğunluğu oldukça büyüktür (yaklaşık olarak, üç kabuklu sistemin benzer elementinin 36,000,000 katı) (Ek-P). Ancak; daha önce belirtildiği gibi, çekirdeğinin çok küçük kütleli çekirdek oluşu onun atom oluşturma şansını çok aza indirmektedir. Bu nedenle Evren’de yok sayılacak kadar az miktarda Eber vardır.


Ebere

Bere iki kabuklu bir atomdur. Birbirine yanaşarak meydana getirdiği element Ebere’dir. Ebere’nin yoğunluğu üç kabuklu sistemin aynı numaralı elementinin yaklaşık 6,000 katıdır (Ek-P). Güneş Sistemindeki Merkür gezegeni, Ceres gezegeni ve Astereoit kuşağı gezegenleri iki kabuklu elementlerin oluşturduğu gök cisimlerine örnektir.


Eberek

Berek üç kabuklu bir atom’dur. Birbirine yanaşarak meydana getirdiği element Eberek’tir. Güneş Sistemindeki Venüs, Dünya, Mars ve Plüton gezegenleri ile Titan uydusu üç kabuklu elementlerin oluşturduğu gök cisimlerine örnektir.


Ebereke

Bereke dört kabuklu bir atomdur. Birbirine yanaşarak meydana getirdiği element Ebereke’dir. Ebereke, Evren deki en az yoğunluğa sahip elementtir (üç kabuklu sistemin aynı numaralı elementinin yaklaşık olarak 6,000 de biri) (Ek-P). Güneş ve Güneş Sistemindeki Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün gezegenleri ile Ay uyucu, dört kabuklu elementlerin oluşturduğu gök cisimlerine örnektir.



Özet olarak;                                                                                          

Aynı cins atomlar ikizlenerek molekülü, aynı cins moleküller birbirine yanaşarak elementi meydana getirirler. Kabuksuz moleküller Ebe’yi, bir kabuklu moleküller Eber’i, iki kabuklu moleküller Ebere’yi, üç kabuklu moleküller Eberek’i, dört kabuklu moleküller de Ebereke’yi oluşturur.

Atom (Birit)

E, Er, Ere, Erek ve Ereke gibi bireylerin ikizlerinden (Ez, Eriz, Erez, Erekiz, Erekez) biri, yalnız başına ya da bir grup üyesi olarak, manyetik etki alanına giren kendinden küçük birey ikizini ya da birey ikizi grubunu kendine yamandırarak kendinin çekirdek, yamandırdığının uyuç olduğu bir grup oluşturur (Ek-F). Bu büyük birey ikizi eğer yalnız başına ise; oluşan grup atomdur. Bu atomun atom sıra numarası kendi sistemi için 1 olur.

Bu büyük birey ikizi grup içinde ise; oluşan, sadece atom adayının bir yörünge elemanıdır. Diğer yörünge elemanları da oluşursa (yani; grubun diğer bireylerinin tamamı da kendilerine uyuç edinirlerse), atom tamamlanır. Tamamlanan atomun atom sıra numarası, kendi sistemi için grubun eleman adedi olur.

Bazen, bir küçük birey ikizi ya da birey ikizi grubu, herhangi bir nedenle edinmiş bulunduğu hızı yüzünden, kendinden en az iki boy büyük bir birey ikizinin manyetik alanının kendi değerindeki bölgesini aşarak grubun alt birey ikizlerinden birine uyuç olur. Bu durum, diğer alt birey ikizlerine de uyuç edinme yolunu açar. Böylece, grubun bir alt sisteminin atomunu oluştururlar. Atom numaraları da, çekirdeklik görevi yapan birey ikizi grubunun birey sayısı (13) olur (Ek-F).

Bazen de, bir birey ikizi ya da birey ikizi grubu, yine herhangi bir nedenle edinmiş bulunduğu hızı yüzünden, bir üst birey ikizinin manyetik alanının kendi değerindeki bölgesini aşarak gruptaki alt birey ikizlerinden birine yanaşır (yamanmaz). Bunun sonucu olarak grup, bir birey ikizi daha kazanır (yani artar). Bu durum, yanaşan alt birey ikizi ile birlikte, tam grup olan üst birey ikizi içindeki alt birey ikizlerinin de tamamına uyuç edinme hakkı kazandırır. Bu defa da, grubun bir alt sisteminin 14 numaralı atomu oluşur (Ek-F).

Atomun oluşmasında sıra; önce çekirdeğin oluşturulması, sonra da çekirdekteki birey ikizlerinin daha küçük birey ikizlerini uyuç edinmesi şeklindedir. Yani, uyuç edinmiş birey ikizlerinin bir araya gelerek çekirdek oluşturmaları olamaz. Çünkü uydu edinmiş birey ikizi, kendisinin çekirdek olduğu bir atomu oluşturmuştur. Oluşmuş atomların birleşerek yeni bir atom oluşturması apayrı bir konudur ve ayrıca, bunun için bir zorlayıcı dış etki (basınç, ısı, asit vb. uygulama) gerekir. Bu nedenle; ancak birey ikizlerinin tamamı uyuç edinmemiş bir çekirdek grubu, yeni küçük birey ikizlerinin yanaşımına açık olur.

Son uyuçlar (elektronlar) en az E ikizinin ikili grubudur. Zira; Son uyuç son yörüngeye yerleşir. Son yörüngeye yerleşecek birey en küçük bireydir. Bu da E olabilir. E, dışa az etkili manyetik alanı ile hiçbir bireye yamanamayacağından ikizlenmek zorundadır.

Küçük birey ikizleri, kendilerinden büyük birey ikizleri tarafından çekilirler. En etkili çekim, kendilerine en yakın büyük birey ikizi tarafından yapılır. Bu durumda, küçük birey ikizi, bir dış etki (hızlı hareket, dış güç saptırması gibi) olmadıkça, her zaman, çekim alanında bulunan en büyük birey ikizi tarafından çekilecektir.

Bu noktadan hareketle, şu anlaşılır: Evren’de atom oluşturmada, büyük çekirdek daha şanslıdır. Kütlesi büyük olan çekirdekler de, kabuk adedi fazla olan çekirdeklerdir. Buradan da şu sonuç çıkar: Evren’de en çok dört kabuklu, sonra üç kabuklu, sonra da iki kabuklu atom vardır. Bir kabuklu atom ise; sadece Kara Delik‘in (Yoğun Kütle’nin) bünyesinde olabilir. Ancak; burada hemen hatırlanması gereken bir husus vardır: Kütlesi büyük çekirdeklerin uyuçları kendilerine uzakta olacağından, oluşturacağı atomların hacmi büyük, yoğunlukları ise düşük olur. Bu nedenle, kabuk adedi fazla olan çekirdekler diğer çekirdeklerden büyüktür ama, oluşturduğu atomlardan meydana gelen maddeler daha düşük yoğunlukludur.

Atomlar, daha önce belirtildiği gibi, çekirdeklerindeki her birey ikizinin birer uyduç alması ile oluşur. Bu uyuçların tamamı aynı büyüklükte olmaz. Aynı büyüklükteki uyuç ya da uyuç grupları çekirdeğe aynı uzaklıkta olurlar. Bu bulunulan eşit uzaklıkların küresel kabuk şeklindeki geometrik yerine yörünge (eşuz) adını veriyoruz.

Bir yörüngede en fazla 6 adet uyuç olabilir. Çünkü, bir yörüngedeki uyuçlar çekirdeğe göre aksi, fakat birbirlerine göre aynı kutuplu olacaklarından birbirlerinden eşit uzaklığa açılırlar. Bu açılmalarını, birbirlerini etkilemeyecekleri duruma kadar sürdürürler. Birbirlerini en az etkileyecekleri durum, merkezden çıkan dik açılı istikametlerde bulunmakla mümkündür. Bu da altı adettir. Hiç etkilemeyecekleri durum ise, aynı doğru üzerinde bulunmakla mümkündür. Bu da iki adettir (Ek-G). Eğer, altılı bir yörüngeyi kendine eş veya çok yakın değerdeki uydulardan oluşan ikili bir yörünge takip etmiş ise; iki yörünge birleşerek sekizli yörünge olur. Sekizli yörünge uyuçlarının konumu da, bir küre içine yerleşen en büyük küpün köşelerini oluşturacak şekildedir.

Bireylerin (E, Er, Ere, Erek, Ereke) manyetik alan kabukları birbirine ilintisizdir ve aralarında düşük elektrik değerli bölgeler vardır. Bu nedenle manyetik alanları yalnızca ikizleşmeyi sağlayacak güçtedir. Böyle olunca manyetik alanlarının mutlak, veya etkin değerleri bir anlam içermemektedir.

Atom ikizini (molekül), dolayısı ile maddeyi oluşturan birey ikizlerinin (Ez, Eriz, Erez, Erekiz, Erekez’in) manyetik alanları ise kapladıkları alan ve sağladıkları çekim nedeni ile ilgiyi hak etmekte, dolayısı ile mutlak ve etkin yarıçap değerleri önem arz etmektedir.

Bir birey ikizinin mutlak manyetik alanının yarıçapı, kendini oluşturan bir alt bireylerin (12 adet) mutlak manyetik alanlarının yüzeyini kapladığı kürenin yarıçapıdır (Ek-H). Bireyin elektriksel kuvvetinin bulunduğu küresel yüzeyinin çekirdek merkezinden ne kadar uzakta olduğunu bilmeye ve bildirmeye yarar. Değeri bağımsız (maskelenmemiş) Erek için; $\sqrt{13} r_{Erez}$, kendinden büyük birey bünyesindeki (maskelenmiş) erek için; $\sqrt{12} r_{Erez}$’dir.

Bir birey ikizinin etkin manyetik alanının yarıçapı, kendi merkezi ile kendisine uyuç olmuş bireyin merkezi arasındaki mesafedir. Bireyin kendisine yaklaşan bir uyuç adayını durduracağı yeri bilmeye ve bildirmeye yarar. Bu mesafenin değeri, uyuç adayının kendisinden kaç boy küçük olduğuna bağlıdır. Yaklaşan uyuç adayı bir Erez ise bu mesafenin değeri Erekiz için $12 r_{Erez}$, yaklaşan uyuç adayı bir Eriz ise bu mesafenin değeri Erekiz için $12*12 = 144 r_{Eriz}$, yaklaşan uyuç adayı bir Ez ise bu mesafenin değeri Erekiz için $\left(12*12*13\right) – 36 = 1836 r_{Ez}$dir. [Merkez Ere maskelenmiş olduğundan her Erek’de etkili 12 Ere vardır. Merkez Er’ler de maskelenmiş olduğundan her Ere’de etkili 12 Er vardır. En dıştaki Er’lerde ise 13 adet E vardır. Ancak bu Er’lerden dönü sırasında en içte kalan üç adedinin merkez E’si maskelendiğinden en dıştaki Er lerde 12*3=36 adet E etkisiz (bir bakıma eksik) olmaktadır].

Bir bireyin bağıl manyetik alanının yarıçapı, kendi merkezi ile kendine yanaşmış eşiti bireyin merkezi arasındaki mesafedir. Bu mesafenin yarısı bu bireyin yalnız başına işgal ettiği bölgeye sığan kürenin yarıçapıdır.  Bireye ait bağıl yarıçap bilgisi bireyin bulunduğu ortamdaki (çekirdek içindeki) hacminin belirlenmesine yarar. Değeri erek için $\sqrt{12} r_{Erez}$ dir.

Atomların da (Be, Ber, Bere, Berek, Bereke’nin de) manyetik alanları bireyler gibi tek yönlü, ilintisiz, aralıklı ve güçsüzdür. Bu nedenle manyetik alanları yalnızca ikizleşmeyi sağlayacak kuvvettedir. Böyle olunca manyetik alanlarının mutlak, etkin, bağıl değerleri bir anlam içermemektedir.

Atomların ve ikizleri olan moleküllerin, bireyler gibi alt birimleri yoktur. Bu nedenle, yalnız birbirleri ile tek ya da eşit gruplar halinde yanaşabilirler. Gruplar farklı ise büyük grup küçük grubu kendine yamandırır.

Maddeyi oluşturan atom ikizlerinin (Ez, Eriz, Erez, Erekiz, Erekez’in) manyetik alanları ise kapladıkları alan ve sağladıkları çekim nedeni ile ilgiyi hak etmekte, dolayısı ile mutlak, etkin ve bağıl yarıçap değerleri önem arz etmektedir.

Bir atom ikizinin (molekülün) mutlak manyetik alanının yarıçapı, kendi merkezinden son uyucunun merkezine kadar olan mesafe kadardır. Molekülün yalnız başına iken mutlak manyetik alanı ile kapladığı hacmi bilmeye, bildirmeye ve hesaplamaya yarar. Değeri Erek için $\left(12*12*13\right) r_{Ez} = 144 r_{Eriz} = 12 r_{Erez}$dir.

Bir atom ikizinin etkin manyetik alanının yarıçapı ise, çekirdeğinin merkezinden yanaşık olduğu diğer molekülün merkezine kadardır (Ek-H). Diğer moleküllerin yanaşabileceği mesafenin tayinine yarar. Değeri erek için $2\sqrt{2} r_{Erez}$dir.

Bir atom ikizinin bağıl yarıçapı,  kendi merkezinden yanaşık olduğu diğer molekülün merkezine kadar olan mesafenin, yani etkin manyetik alan yarıçapının yarısıdır. Molekülün ve maddenin hacim hesaplarında bağıl yarıçap kullanılır.


Be (Kabuksuz Atom)

Ez’in çekim alanına giren bir Öziz, Ez’e doğru yol almaya başlar. Hedefi, Ez’in manyetik alanının kendisine eşdeğer yerine (bölgesine, alanına) yerleşmektir. Ez’in manyetik alanındaki bir Ez’lik manyetik güçteki yer (bölge, alan), Ez’in merkezine, Ez’in yarıçapının $\sqrt{12}$ katı uzaklıktadır. Ez’in manyetik alanındaki 1 Öziz’lik manyetik kuvvetteki yer ise; Ez’in merkezine Ez’in yarıçapının 12 ($\sqrt{12}*\sqrt{12}$ ) katı mesafede olacaktır. Bu nedenle; Ez’e doğru yol almaya başlayan Öziz, Ez’in merkezine, Ez’in yarıçapının 12 katı mesafe olan yere gelince durarak Ez’e yamanacak, böylece Ez’in uyucu olacaktır.

Kabuksuz birey olan Ez veya Ez grubu, bu şekilde Öziz’lerden uyuç edinirse (yörüngesine alırsa); Ez veya Ez grubunun çekirdek, Öziz veya Öziz grubunun uyuç olduğu bir atom meydana gelir.

Ez grubu 1 den 11 e kadar Ez’lerin yanaşımı ile elde edildiğinden, en fazla 11 cins kabuksuz atom (Be) meydana getirilebilir.


Ber (1 kabuklu atom)

Bir kabuklu birey olan Eriz, kendisi gibi birey ikizleriyle (Eriz’leriyle) gruplaşmayıp, ister yalnız ister grup içinde olsun (tam grup hariç), Ez veya Ez Grupları’ndan uyuç edinirse (yörüngesine alırsa), bir kabuklu atomu (Ber‘i) meydana getirmiş olur. Eriz grubu 1 den 11 e kadar Eriz’lerin yanaşımı ile elde edildiğinden, en fazla 11 cins bir kabuklu atom (Ber) meydana getirilir (1 kabuklu atom için sayısal bilgiler listesi Ek-I‘dadır).

Ölümsüz olan bireylerin en küçüğü olan Ez, Eriz’e yamanabilmek için Eriz’in yarı çapının 12 katı mesafeye kadar Eriz’e yaklaşmak zorundadır. Bu mesafe en küçük mesafelerdendir. Eriz’e bu mesafeye yaklaşıncaya kadar; Erez, Erekiz veya Erekez’e yakalanabilir. Bu nedenle, bir kabuklu atom oluşumu, oluşursa da bu atomların element oluşturacak miktara ulaşmaları zordur. Sonuç olarak; Evren’de 1 kabuklu atom (Ber), ihmal edilebilecek kadar azdır.


Bere (2 kabuklu atom)

2 kabuklu birey olan Erez, kendisi gibi birey ikizleriyle (Erez’leriyle) gruplaşmayıp, Eriz’ler ve/veya Ez’lerden uyuç edinirse (yörüngesine alırsa), 2 kabuklu atom’u (Bere’yi) meydana getirmiş olur. Erez grubu 1 den 12 ye kadar Erez’lerin, her Erez de 12 adet Ez’in yanaşımı ile elde edildiğinden, en fazla 156 (12×13) cins iki kabuklu atom (Bere) meydana getirilir. Ancak; 156’ncı Bere Berek olacağından, oluşturulabilecek atom (Bere) miktarı 155’de kalacaktır (2 kabuklu atom için sayısal bilgiler listesi Ek-J’dedir). 2 kabuklu atom’un oluşma şansı, üç ve dört kabuklu atom’a nazaran azdır. İki kabuklu atom’un oluşturduğu gök cismine örnek, Güneş sistemi için Astereoit kuşağındaki gezegenler ile Merkür ve Ceres’dir.


Berek (3 kabuklu atom)

3 kabuklu birey olan Erekiz, kendisi gibi birey ikizleriyle (Erekiz’leriyle) gruplaşmayıp Erez, Eriz ve Ez‘lerden uydu edinirse (yörüngesine alırsa), 3 kabuklu atomu (Berek’i) meydana getirmiş olur.  Erekiz grubu 1 den 12 ye kadar Erekiz’lerin, her Erekiz de 12 adet Erez’in yanaşımı ile elde edildiğinden, en fazla 156 (12×13) cins üç kabuklu atom (Berek) meydana getirilir. Ancak; 156’ncı Berek Bereke olacağından, oluşturulabilecek atom (Berek) miktarı 155’de kalacaktır (üç kabuklu atom için sayısal bilgiler listesi Ek-K‘dadır).

3 kabuklu atom oluşma şansı; 2 kabukludan fazla, 4 kabukludan azdır. 3 kabuklu atom’un oluşturduğu gök cisimlerine örnek, Güneş sistemi için; Venüs, Dünya, Mars, Plüto ve Titan’dır.


Bereke (4 kabuklu atom)

4 kabuklu birey olan Erekez, kendisi gibi birey ikizleriyle (Erekez’leriyle) gruplaşmayıp Erekiz, Erez, Eriz ve Ez’lerden uyuç edinirse (yörüngesine alırsa), dört kabuklu atomu (Bereke‘yi) meydana getirmiş olur. Erekez grubu 1 den 12 ye kadar Erekez’lerin, her Erekez de 12 adet Erekez’in yanaşımı ile elde edildiğinden, en fazla 156 (12×13) cins dört kabuklu atom (Bereke) meydana getirilir. Ancak; 156’ncı Bereke olmayacağından, oluşturulabilecek atom (Bereke) miktarı 155’de kalacaktır (4 kabuklu atom için sayısal bilgiler listesi Ek-L’dedir). 4 kabuklu atom, Evren’de en çok gök cismi oluşturma şansına sahiptir. Güneş sistemi için örnek; Güneş’in kendisi ile, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün gezegenleri ve Ay uyucudur.



Özetle;

Bağımsız bir birey, manyetik etki alanına giren kendinden küçük bir bireyi, kendi manyetik alanının onun değerindeki bölgesine kadar çekerek, manyetik alanı ile onun üzerine kapanır. Böylece; kendisinin çekirdek, kendisine çektiği kendinden küçük bireyin de uydu olduğu bir atom oluşmuş olur. Bu atom ait olduğu sistemin 1 numaralı atomudur.

Bazen, hızla gelen bağımsız bir küçük birey, bir bağımsız büyük bireyin kendine eşit manyetik alan bölgesini geçer ve büyük bağımsız bireyi oluşturan alt bireylerden birine uyuç olur. O zaman bağımsız birey, uyuç edinme hakkını kaybeder yani grup manyetik gücü yok olur, onun yerine kendisini oluşturan alt bireyleri bu hakkı kazanır. Geri kalan 12 adet alt birey de uydu alarak, bir alt sistemin 13 numaralı atomunu oluşturur.

Bazen de, bir alt birey hızla gelerek, büyük bağımsız bireyin kendine eşit manyetik alan bölgesini duraklamadan geçer ve gruba ait(bağımlı) alt bireylerden birine yanaşır(yamanmaz). O zaman grup, birbirlerine aynı mesafede yanaşmış 14 adet alt bireyden ibaret olur. Ancak bu defa grubun bir kişiliği kalmaz: Alt bireyler kendilerine uydu alırlar. Böylece; alt sistemin 14 numaralı atomu teşekkül eder.

Bir Ez’e bir Öziz veya Öziz Grubu uydu olursa Be oluşur. Be kabuksuz bir atomdur. Ancak; serbest Öziz’ler bir müddet sonra yok olacağından Be de yok olur. Yani, uzun ömürlü kabuksuz atom olmaz.

Bir Eriz; Ez’lerden uyuç edinirse 1 kabuklu atom oluşur. 11 cins 1 kabuklu atom olabilir. Ancak, gök cisimleri oluşturacak miktara ulaşamaz.

Bir Erez; Eriz ve Ez’lerden uydu edinirse, 2 kabuklu atom oluşur. 155 cins 2 kabuklu atom olabilir.

Bir Erekiz; Erez, Eriz ve Ez’lerden uydu edinirse, üç kabuklu atom oluşur. 155 cins 3 kabuklu atom olabilir. [Bireylerin tamamı ile üç kabuklu sistemin 1 numaralı  atomu (H) EK-M‘de, yine üç kabuklu sistemin 12 numaralı atomu (Mg) EK-N‘dedir].

Bir Erekez; Erekiz, Erez, Eriz ve Ez’lerden uydu edinirse, dört kabuklu atom oluşur. 155 cins dört kabuklu atom olabilir.

Evren’de en çok dört kabuklu, sonra üç, sonra da iki kabuklu atom vardır. Bir kabuklu atom ise ancak Yoğun Kütle bünyesinde olabilir.

Atom’un oluşumu

13 adet alt birey ikizinin yanaşımı ile oluşmuş 12 alt birey ikizi manyetik kuvvetindeki herhangi bir tam grup, bağlantılarını tamamlamış olduğundan, başka alt birey ikizlerinin (alt bireyler dışındakiler zaten katılamazlar) kendisine katılmasına müsaade etmez. Tam grubun ikizinin manyetik etkisine giren bir yeni alt birey ikizi, grubun manyetik alanının içinde yüzerek, grubun merkezine doğru yol almaya başlar. Kendi manyetik kuvvetine eşit bölgeye geldiğinde durur. Çünkü kendi manyetik alanı ile bölgesine geldiği eşit kuvvetteki manyetik alan birleşirler. Sonra da tam grup ikizinin manyetik alanı alt grup ikizinin üzerine kapanır. Bu alt birey ikizi şimdi tam gruba yamanmış, yani uyuç olmuştur ve artık, tam grup ikizinin merkezine eşit uzaklıktaki küresel bir kabuk şeklinde olan bu bölgeyi güçlü bir dış kuvvet olmadıkça terk edemez. Bu nedenle de asla grup içindeki kendi eşiti diğer birey ikizlerine yanaşamaz. Herhangi bir birey (yani tam grup) ikizi, manyetik etki alanına giren kendinden küçük diğer birey ikizi ya da birey ikizi gruplarını, kendi manyetik alanının onlarınkine eşit olan bölgesine kadar çekerek manyetik alanı ile onların üzerine kapanır. Böylece onları kendisine yamandırır. Bu yamanım sonunda, güçlü bir dış kuvvet olmadıkça birbirinden ayrılmayan, birinin çekirdek diğerinin uydu olduğu bir ikili grup oluşur (Şekil-5).

Yamanım; büyük birey ikizinin manyetik alanının, küçük birey ikizinin üzerine kapanarak, küresel halden döngü (loop) haline geçmesidir. Bu gerçekleştikten sonra büyük birey ikizi başka uydu (uyuç) kabul edemez. Çünkü büyük birey ikizinin etkin manyetik alanı artık kapalıdır.

E, Er, Ere, Erek ve Ereke ikizleri bazen çekirdek, bazen de uyuç olabilirler. Birbirlerinin manyetik etki alanına giren birey ikizlerinden diğerine göre küçük olanlar uyuç, büyük olanlar çekirdek rolünü üstlenirler. Burada dikkat edilecek şey şudur: Yalnız tam birey ikizleri atom (birit) oluşturabilirler. Birey ikizi grupları uyuç alamazlar. Çünkü tam olmayan birey ikizi gruplarının grup manyetik alanları olmaz. Uyuç rolünü üstlenen birey ikizleri kendilerine uyuç edinemezler. Yani; uyuç’un uyuç’u olamaz. Çekirdek, uyucundan büyük olduğu için, daha yüksek manyetik kuvveti ile uyucundan küçük bireyleri, kendi manyetik alanının onlarınkine eşdeğer bölgesinde tutar. Böylece uyuçtan küçük olan bu bireyler, uyucun manyetik etki alanının kendilerine eşit kuvvetteki yerinin uzağında kalmış olurlar. Yani;  uyuca uyuç olma şansları olmaz. (Bu kural atom dışında geçerli değildir. Zira; atom içinde oluşum tamamlanmış ve gerekli tüm kurallar uygulanmıştır. Atom dışında ise; hiçbir oluşum tamamlanmamıştır. Böyle olunca, etkileşimler olmakta, etkileşimler yeni kurallar gerektirmekte, önceki kuralları geçersiz kılmaktadır.)

Yamanımda mesafeler:

Yanaşım, eşit birey ikizleri (E, Er, Ere, Erek veya Ereke ikizleri) arasında oluyor ve mesafeler de eşit birey ikizlerinden birinin yarıçapının $2\sqrt{2}$ katı oluyor idi. 12 adet birey ikizinin manyetik alanlarının birleşerek meydana getirdikleri varsayılan yeni küresel yüzeyin ait olduğu kürenin yarıçapı, yani:

E ikizi ile E ikizi arasındaki mesafe (L): $2\sqrt{2} r_{Ez}$

Er ikizi    ile er ikizi    arasındaki mesafe (L): $2\sqrt{2} r_{Eriz}$

Ere ikizi  ile ere ikizi   arasındaki mesafe (L): $2\sqrt{2} r_{Erez}$

Erek ikizi ile erek ikizi arasındaki mesafe (L): $2\sqrt{2} r_{Erekiz}$ idi.

Yamanımda da aynı kural geçerlidir. Ancak; bir boy küçük birey ikizleri, kendi yarıçaplarının $\sqrt{12}$ katı kadar uzakta olacağından, büyük birey ikizine onun yarıçapının $\sqrt{12} . \sqrt{12} = 12$ katı mesafede olacaklardır. Bu demektir ki; bir birey ikizinin yamanacağı mesafe, büyük birey ikizinin yarıçapının  $12^n$ katı olacaktır (n, yamanacak olduğu birey ikizinin kendinden kaç boy büyük olduğudur).

Örnek olarak üç kabuklu sistemin 26 sıra numaralı atomu olan demir atomunu ele alalım: Üç kabuklu sistemin atomlarının çekirdekleri Erek ikizlerinden (Erekiz) oluşur (Proton ve Nötron çifti). Bir Erek ikizi, E ikizinden üç boy büyüktür. E ikizinden sonra ara birey olarak Er ikizi ve Ere ikizi vardır. E ikizi (Ez) merkezi ile kendinden büyük bireylerin merkezleri arasındaki mesafeler (L) şunlardır:

Ez ile Eriz için (L): $\left(12\sqrt{12}\right)^1 r_{Ez} \approx 42 r_{Ez}$

Ez ile Erez için (L): $\left(12\sqrt{12}\right)^2 r_{Ez} = 1728 r_{Ez}$

Ez ile Erekiz için (L): $\left(12\sqrt{12}\right)^3 r_{Ez} \approx 71832 r_{Ez}$

Buradan şu anlaşılır; Üç kabuklu sisteme ait bir biritin son yörüngesindeki  (eş uzaklığındaki) en küçük elektronun (son uyuç) atomun çekirdeğine olan mesafesi, son uyucun (elektronun) yarıçapının yaklaşık 72000 katıdır.

Bu mesafe; son uyuç Ez (en küçük elektron) olduğunda 1/36000, Eriz olduğunda 1/3000, Erez olduğunda 1/250, Erekiz olduğunda ise ≈ 1/21’dir.

Özetle;

Farklı büyüklükteki birey ikizlerinden büyüğü, küçüğünü kendisine çekerek onu kendisine yamandırır. Yamanma sonunda, büyük birey ikizinin manyetik alanı küçük birey ikizinin üzerine kapanır. Kapanma gerçekleşince büyük birey ikizi artık başka uyuç edinemez. Yamanımda, büyük birey ikizi; çekirdek, küçük birey ikizi de; uydu rolünü üstlenir. Uyucun uyucu olamaz.

Yalnız birey ikizleri uyuç edinebilir. Birey ikizi grupları uyuç edinemez. Yanaşımda mesafeler, birey ikizlerinden birinin yarıçapının $2\sqrt{2}$ katıdır. Yamanımda ise; her boy (kademe) için 12 kattır. Bu hesapla; bir birey ikizi, kendinden üç boy büyük bir birey ikizine, büyük birey ikizinin yarıçapının $12^3 = 1728$ katı mesafeye kadar yaklaşarak yamanabilir.

Yanaşım ile atomun elemanları elde edilmişti, yamanım ile atom elde edilir. (Yamanım, büyüklüğü eşit olmayan kütleler arasında vuku bulduğundan; atomların oluşturduğu farklı kütle değerli tüm gök cisimlerinin birbirlerini çekimleri de yamanım ile sonuçlanır).

E

Evren’in temel taşı (Kabuksuz birey) Birbirlerine yanaşan Öziz’ler 2lik, 3lük, 4lük…13lük gruplar oluştururlar (bkz. EK-B).
Bu gruplar Öziz Grubu adını alır. 12lik olan Öziz grubuna bir Öziz daha katılınca Öziz’lerden biri merkez edinilerek diğer 12 Öziz onun etrafında çevrelenip tam kaplamayı sağlarlar. (bir bilyenin etrafını, birbirlerine teması kaybetmeden, kendine eş büyüklükteki ancak 12 bilyenin tam olarak kaplayabilmesi gibi, bir Öziz’in çevresini de ancak 12 adet Öziz, mutlak manyetik alanları ile tam olarak kaplar). Böylece, ortada kalan merkez Öziz’i aracılığıyla, birbirlerine bağlantıları hem eşit hem de en kısa olur ve büyük bir dış kuvvet olmadıkça dağıtılamayacak bir müstakil birey oluşur (bkz. EK-C). * Üç boyutlu cisimlerin iç açıları toplamı 720°’dir. Şekil-4’teki koninin tepe açısı 60°’ dir. Ortadaki kürenin içinde oluşturulabilecek konilerin sayısı 720/60 = 12 dir. Bu nedenle, bir bilyenin etrafını, birbirlerine teması kaybetmeden, kendine eş büyüklükteki ancak 12 bilyenin tam olarak kaplayabilmesi gibi, bir Öziz’in çevresini de ancak 12 adet Öziz, mutlak manyetik alanları ile tam olarak kaplar. Kaplamanın tamamlanmasından sonra, gruba başka Öziz’in katılması mümkün olmaz. Birbirleri arasındaki mesafe yarıçaplarının $2\sqrt{2}$ katı olan 13 Öziz’den kurulu, fakat 12 Öziz’lik (merkez Öziz’inin manyetik alanı, çevre Öziz’lerinin Faraday kafesliği nedeniyle etkisizdir) manyetik kuvvete sahip bu yeni grup E‘dir.
  • Bu yeni birey ve bu bireyin 11e kadar oluşturacağı gruplar, birit’in son yörüngesinde (eşuzunda) yer alarak, kimyasal işlemlere elemanlık yapacak elektronlar (uyuçlar) olacağından  O’na “E” adını vermek uygun olacaktır
Oluşturulan E’nin manyetik akı kabukları hep tek yönlü kutba sahip olduğu için birbiri ile bağlantısızdır. Ancak bir kuvveti vardır ve bu kuvvet sadece bir eşidiyle ikizlenmeye yetecek kadardır. İkizlendikten sonra ise; ikizlenmeden önceki kuvvetinin iki katına sahip olduğundan, artık eşit kuvvette olmayan E‘ler (bireyler) kendisine yanaşamazlar. Bu sebeple ikiden fazla E bir araya gelemez.

Ez

E’yi oluşturan Öziz’lerin enerjileri,  E’nin çevre bölgesinde 12 Öziz kuvvetinde manyetik alan oluşturur. 2 adet E, 12 ÖZ kuvvetindeki manyetik alanlarının yarattığı manyetik kuvvetleri ile birbirlerine yanaşarak E ikizini (Ez’i) oluştururlar.  ÖZ ikizinin, yani Öziz’in elektriksel kuvveti bir ÖZ’lük, manyetik kuvveti ise 12 ÖZ’lüktür. Çünkü, ikizlenmiş ya da ikizlenmemiş tüm bireylerin elektriksel güçleri birbirlerine eklenmez, manyetik kuvvetleri ise; birbirlerini tamamlayarak büyürler.

Er

(1 kabuklu birey) Birbirlerine yanaşan Ez’ler, 2’lik, 3’lük, 4’lük …12’lik gruplar oluştururlar. Bir Ez, kendisi gibi 12 adet Ez tarafından çevrelenirse, 13’lük bir Ez grubu oluşur. Bağlantılarını tamamlayan grup, bünyesine başka Ez’lerin katılmasına izin vermez. Böylece bağımsızlığını değiştirilemez kılar. Birbirleri arasındaki mesafe yarıçaplarının $2\sqrt{2}$ katı olan 13 adet Ez’den kurulu fakat 12 Ez’lik manyetik güce sahip bu yeni grup Er‘dir. Merkez Ez’inin çevresindeki bir sıralık kaplama nedeniyle Er, 1 kabuklu bireydir.

Eriz

2 adet Er, 12 E gücündeki alanlarının yarattığı manyetik kuvvetleri ile birbirlerine yanaşarak Er ikizini (Eriz) oluştururlar. Eriz’in elektriksel kuvveti 1 E‘lik, manyetik kuvveti ise 12 E‘liktir.

Ere

(2 kabuklu birey) Bir kabuklu birey olan Erizler birbirlerine yanaşarak 2’lik, 3’lük, 4’lük .. 13’lük gruplar oluştururlar. Bir Eriz, kendisi gibi 12 adet Eriz tarafından çevrelenirse, 13 lük bir Eriz grubu oluşur. Bağlantılarını tamamlayan grup, grup dışındaki Eriz’lerin bünyesine katılmasına izin vermez. Böylece bağımsızlığını değiştirilemez kılar. Birbirleri arasındaki mesafe yarıçaplarının $2\sqrt{2}$ katı olan 13 adet Eriz’den kurulu fakat 12 Eriz’lik manyetik kuvvetteki bu yeni grup Ere‘dir. Bir kabuklu merkez Eriz’inin çevresindeki bir sıralık kaplama ikinci defa kabuk oluşturduğundan Ere iki kabuklu bireydir.

Erez

Ere’deki Eriz’lerin enerjileri Ere’nin çevresinde 12 adet bir Er kuvvetinde manyetik alan oluşturur. 2 adet Ere, 12 adet bir Er kuvvetindeki elektrik alanlarının yarattığı manyetik alanları ile birbirlerine yanaşarak Ere ikizini (Erez) oluştururlar. Erez’in elektriksel kuvveti 1 Öziz’lik, manyetik kuvveti ise 12 Er’liktir.

Erek

(3 kabuklu birey) İki kabuklu birey olan Erez’ler, birbirlerine yanaşarak 2’lik, 3’lük, 4’lük… 13’lük gruplar oluştururlar. Bir Erez, kendisi gibi 12 adet Erez tarafından çevrelenirse, 13 lük bir Erez grubu oluşur. Bağlantılarını tamamlamış olan grup, diğer Erez’lerin bünyesine katılmasına izin vermez. Böylece bağımsızlığını değiştirilemez kılar. Birbirleri arasındaki mesafe yarıçaplarının $2\sqrt{2}$ katı olan 13 adet Erez’den kurulu fakat 12 Erez’lik manyetik kuvvete sahip bu yeni grup Erek’tir (tekil görünümü Ek-D1‘de ikizli görünümü ise Ek-D2‘dedir.). İki kabuklu merkez Erez’inin çevresini kaplamış olan 12 Erez, üçüncü defa kabuk meydana getirdiği için, Erek üç kabuklu birey olur.

Erekiz

Erek’deki Erez’lerin enerjileri Erek’in çevresinde 12 adet bir Ere kuvvetinde elektrik alan oluşturur. 2 adet Erek, 12 adet 1 Ere gücündeki elektrik alanlarının yarattığı manyetik alanları ile birbirlerine yanaşarak Erek ikizini (Erekiz) oluştururlar. Erekiz’in elektriksel gücü 1 Öziz’lik, manyetik kuvveti ise 12 Erez’liktir.

Ereke

(4 kabuklu birey) Üç kabuklu birey olan Erekiz’ler, birbirlerine yanaşarak 2’lik, 3’lük, 4’lük… 13’lük gruplar oluştururlar. Bir Erekiz, kendisi gibi 12 adet Erekiz tarafından çevrelenirse, 13 lük bir Erekiz grubu oluşur. Bağlantılarını tamamlamış olan grup, başka Erekiz’lerin bünyesine katılmasına izin vermez. Böylece bağımsızlığını değiştirilemez kılar. Birbirleri arasındaki mesafe yarıçaplarının $2\sqrt{2}$ katı olan 13 adet Erekiz’den kurulu fakat 12 Erekiz’lik manyetik güce sahip bu yeni grup Ereke’dir (bkz. Ek-E). Üç kabuklu merkez Erekiz’inin çevresini kaplamış olan 12 Erekiz, dördüncü defa kabuk meydana getirdiği için, Ereke dört kabuklu birey olur.

Erekez

Ereke’deki Erekiz’lerin enerjileri Ereke’nin çevresinde 12 adet bir Erek kuvvetinde elektrik alan oluşturur. 2 adet Ereke, 12 adet bir Erekiz kuvvetindeki elektrik alanlarının yarattığı manyetik alanları ile birbirlerine yanaşarak Ereke ikizini (Erekez) oluştururlar. Erekez’in elektriksel kuvveti bir Öziz’lik, manyetik kuvveti ise 12 Erekiz’liktir.

E, Er, Ere, Erek ve Ereke (12 ye tamamlanmış bireyler) ana bireylerdir. Tüm ana bireyler, manyetik alanları kapalı olduğu için nötr (çekim güçsüz) haldedirler. Bu nedenle; sadece kendi aralarında ikiz oluşturabilirler. Bireylerin ikizleri ise, manyetik alanları kapalı olmadığından 11 adede kadar grup oluşturabilirler (12 ye ulaştıklarında bir üst ana birey olurlar). Ana birey ikizlerinin yanaşımı ile oluşturulan birey ya da birey grupları, bir atoma ya çekirdeklik ya da elektronluk (uyuçluk) yaparlar. Yani atoma  eleman olurlar. Bu demektir ki; atomun elemanları (atom altı parçacıklar) yanaşım ile oluşur. (Yanaşım eşit bireyler arasında olabildiğinden; molekül eşit atomlardan, ve element de eşit moleküllerden yanaşım ile oluşan bireylerdir).
Özetle; Birbirlerinin etki alanına giren ÖZ’ler önce ÖZ ikizi (Öziz) olurlar, sonra da birbirlerine yanaşarak grup oluştururlar. Bu yanaşım ile, mutlak manyetik alanlarının küresel yüzeyleri, bir küre yüzeyini tam olarak kaplar. 2 Öziz için bu kürenin yarıçapı $\sqrt{2} r_{ÖZ}$, 3 Öziz için $\sqrt{3} r_{ÖZ}$, 4 Öziz için $\sqrt{4} r_{ÖZ}$ , … 12 Öziz için $\sqrt{12} r_{ÖZ}$ dür. Yanaşım; bir manyetik alan merkezinin, kendine eşdeğerdeki diğer manyetik alan bölgesine doğru çekilerek yerleşmesidir. Yalnız aynı büyüklükteki bireyler birbirlerine yanaşabilirler. Eşdeğer manyetik alan bölgeleri birbirlerine kavuştuklarında, güçlü bir dış kuvvet olmadıkça birbirlerinden ayrılmazlar. 12 Adet Öziz, bir Öziz’in etrafını tam olarak kaplar. Bu, 12 Öziz manyetik kuvvetindeki 13 Öziz’lik değiştirilemez grup, E’dir.  ilk tam birey olduğundan, Evren’e temel taşlığı görevini E yapmaktadır. Yani Evren’in nüvesi ÖZ, temel taşı ise; E’dir. E’ler ikizlenerek Ez’i (elektronu) oluştururlar. 12 adet Ez’in bir adet Ez’in etrafını tam olarak kaplaması ile Er, Er’in ikizlenmesi ile Eriz, 12 adet Eriz’in bir adet Eriz’in etrafını tam olarak kaplaması ile Ere, Ere’nin ikizlenmesi ile Erez, 12 adet Erez’in bir adet Erez’in etrafını tam olarak kaplaması ile Erek, Erek’in ikizlenmesi ile Erekiz, 12 adet Erekiz’in bir adet Erekiz’in etrafını tam olarak kaplaması ile Ereke, Ereke’nin ikizlenmesi ile de Erekez vücut bulur. E ve ikizi (Ez) kabuksuz bireydir. Er ve ikizi (Eriz) etrafındaki bir sıralık Ez kaplaması nedeniyle bir kabukludur. Ere ve ikizi (Erez) iki kabuklu, Erek ve ikizi (Erekiz) üç kabuklu, Ereke ve ikizi (Erekez) ise; dört kabuklu bireydir. Uzayan mesafeler nedeniyle, bağlantıyı sağlayacak kuvvet kalmayacağından, beşinci kabuk oluşamamakta, yani beş kabuklu birey meydana gelememektedir. Diğer çekim etkilerinin yok denecek kadar az olduğu bölgelerde, tesadüfen birbirine yaklaşmış bireylerin oluşturduğu bulutsu yapıdaki 5 kabuklu bireyler, herhangi bir dış çekim halinde koparak dağılırlar ve diğer kütleler tarafından kapılırlar. E, Er, Ere, Erek ve Ereke ana bireylerdir. Ana bireyler ikiz oluşturabilirler, ana bireylerin ikizleri de 11’e kadar grup oluşturabilirler. 12 adede ulaşınca bir üst ana birey olurlar. Grup içindeki yakın ana birey ikizleri arasındaki mesafe, yarıçaplarının $\sqrt{2}$ katı olur. Yanaşım ile, atomun elemanları olan çekirdek ve uyuçlar (elektron ve atom altı parçacıklar) elde edilir.

Çekirdek ve uyduların oluşumu

Birbirlerinin manyetik etki alanına giren Öziz’lerin manyetik alanları birbiriyle birleşmeye çalışır. Çünkü her iki Öziz de manyetik akı kabuklarına sahiptir. Her manyetik akı kabuğu, diğer Öziz’in manyetik akı kabuğuna yaklaşır. İşte bu çekimdir.

Bu çekim sonucu Öziz’ler, mutlak manyetik alanları ile bir kürenin yüzeyini tam olarak kaplayacak biçimde birbirlerine yaklaşırlar; bu da yanaşımdır (Şekil-3) [hiçbir zaman birbirlerine yapışmazlar. Yapışma olursa big bang (ulupat) benzeri bir enerji patlaması olur].

Yanaşım gerçekleştikten sonra daha fazla birbirlerine yaklaşmaları için çok büyük bir dış kuvvet gerekir. Çünkü bir küre veya küre benzerinin yüzeyi üzerinde manyetik alanları birbirlerine yanaşmıştır. Birbirlerine doğru bastırılmaları sıkıştırılmaları demektir. Buna direnirler.

Yanaşım gerçekleştikten sonra birbirlerinden ayrılmaları için de büyük bir dış kuvvet gerekir. Çünkü her ikisinin bir ters bir düz yönlü manyetik alan kabukları birbirlerine kenetlenmişlerdir. Birbirlerinden ayrılmaları birbirlerinden kopmaları demektir. Buna da direnirler.

Yanaşımlı iki Öziz’in oluşturduğu kürenin yarıçapı, bir Öziz’in mutlak manyetik alanının küresel yarıçapının $\sqrt{2}$ katıdır. ($S + S = S_1 \rightarrow 4{\pi}R^2 + 4{\pi}R^2 = 4{\pi}R_1^2 \rightarrow R_1 = \sqrt{2}$. Bu bağıntı; 3 Öziz için $ \sqrt{3} R$, 4 Öziz için $ \sqrt{4} R$, 12 Öziz için $ \sqrt{12} R$ dir).

Öziz’ler arasındaki mesafe ise; şekilde görüldüğü gibi yüzeyini kapladıkları kürenin çapı, yani $2\sqrt{2} R$ dir. Bu sonuçtan geriye doğru dönerek şöyle söylenebilir: Bir Öziz’in mutlak manyetik alanının küresel yarıçapı (R), yanaşık halde bulunduğu diğer Öziz’in merkezi ile kendi merkezi arasındaki mesafenin $\frac{1}2\sqrt{2}$ sidir.